
Yalova'nın Tarihi
Yalova’da yerleşimin Neolitik Çağ’da (M.Ö. 8.000–5.500) başladığı tahmin edilmektedir. Kesin bilgi olmamakla birlikte, M.Ö. 7. yüzyılda Trakya’dan Anadolu’ya geçen Bithynialılar tarafından bölgeye yerleşim sağlanmış ve Yalova Bithynia Krallığı topraklarına dahil edilmiştir. M.Ö. 74’te Roma yönetimine giren bölge, M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Bizans sınırları içinde kalmıştır. Termal ilçesindeki kaplıcalar tarih boyunca önem taşımış; M.Ö. 1200 civarında meydana geldiği düşünülen Kurşunlu Hamamı, Herakles, Asklepios ve Nemfler’in kabartmaları ile süslenmiştir. Bizans döneminde imparatorların dinlenme ve tedavi merkezi olan Termal, Selçuklu yönetiminde Haçlı Seferleri sırasında tahrip edilmiş, Evliya Çelebi ve Kâtip Çelebi döneminde Kara Yalovaç, Yalakabad ve Yalıova adlarıyla anılmıştır. 16. yüzyılda İzmit Vilayeti’ne bağlı bir kasaba olan Yalova, 1867’de Bursa Merkez Sancağı’na, 1901’de ise İzmit Sancağı’na bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan işgaline uğrayan şehir, 19 Temmuz 1921’de düşmandan kurtarılmıştır. 1929’da Atatürk’ün talimatıyla ilçe olarak İstanbul’a bağlanmış, Termal’in yeniden inşası ve Yürüyen Köşk’ün yapılması gerçekleştirilmiştir. Atatürk, Yalova’yı “Kurtuluşa öncü” ve “Benim Kentim” olarak tanımlamış, yazlık başkent olarak önem vermiştir. 1995 yılında ise İstanbul’dan ayrılarak bağımsız il hâline gelmiş, il sınırlarına Armutlu ve Altınova beldeleri dahil edilmiştir. Yalova tarihi boyunca doğal kaynakları, kaplıcaları ve stratejik konumuyla hem kültürel hem de politik öneme sahip olmuştur.
Yalova İl Özel İdaresi. (t.y.). Yalova’nın tarihçesi. Erişim adresi: http://yalovaozelidare.gov.tr/yalovanin-tarihcesi